Antik Yunan mitolojisinde yakışıklı bir genç adam olan Narkissos kimsenin sevgisine karşılık vermeyen birisidir. Bir gün o da Narkissos gibi kendisine aşık olanları karşılıksız bırakan güzel peri kızı Ekho ile karşılaşır. Ekho ilk görüşte Narkissos’a aşık olur fakat Narkissos bu aşka karşılık vermez. Ekho umutsuz aşkı ile günden güne kötüye gider ve sonunda ölür. Olimpos dağında yaşayan tanrılar bunun için Narkissos’u cezalandırmaya karar verir. Narkissos tanrıların marifeti ile su içerken suda gördüğü kendi yanısmasına aşık olur ve ulaşamadığı kendi görüntüsünü hayranlıkla ve tutku ile seyrederek Ekho gibi ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.
Bu mitolojik öyküden esinlenilerek modern psikolojide kendine aşırı ilgi duyan, kendini herkesten üstün gören ve bir nevi kendine aşık olan kişiler için narsistik terimini kullanılmıştır.
Son zamanlarda işyerlerinde narsizm terimi çok sık kullanılmaya başlandı. İnsanlar kolayca kendilerini onaylamayan veya farklı düşünen kişiler için hemen narsistik etiketlemesini yapmaktadır. Bu tanımı kullanmadan önce narsizmin ne olduğunu, özellikle hastalık kategorisinde değerlendirilen ‘narsistik kişilik bozukluğu’ ile ‘narsistik kişilik özelliği’ kavramlarının biribirinden farkını ve ne anlama geldiklerini bilmemiz gerekir.
Aslında yönetici ve liderlerin çoğunda narsistik kişilik örüntüleri vardır, fakat bu örüntüler çoğu zaman bu kişilerin çevresindekiler için yıkıcı ve zarar verici boyutta değildir. Narsistik kişilik bozukluğunda ise kişi genellikle ilişki içinde olduğu kişiler ile sürekli bir kavga ve çatışma halindedir. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin ortak özelliği tacizkar olmalarıdır. Birini bir dönem çok yüceltirken, aniden bu kişiyi aşağılar ve yıkıcı eleştirir hale gelebilirler. Patolojik narsistik kişiler genelde karşındaki kişiye değer vermezler, manüpülatiftirler ve sık yalan söylerler. Karşısındaki insanlar üzerinde hakaret ve aşağılama ile hakimiyet kurmaya çalışırlar. Onlar için seviyormuş gibi gösterdiği ve yücelttiği kişiler de aslında kendilerini yüceltme aracıdır. Bu kişileri çoğu zaman özel hayatlarına müdahale ederek, canını acıtırcasına eleştirerek veya aşırı korumacı davranarak taciz ederler.
‘Asrın Vebası: Narsizm İlleti’ isimli kitabın yazarlarından biri Keith Camphell, şirketlerde üst pozisyonlardaki narsistik liderlerin aslında şirketlere zarar verdiğini vurgulamaktadır. Narsisistik bireyler karizmaları ve aşırı özgüvenleri ile insan kaynakları tarafından işe alımlarda tuttuğunu koparan ve hırslı bir çalışan olacakları düşüncesi ile tercih edilebilmektedirler. Bu kanı nedeni ile iş dünyasında narsistik yönetici sayısı da giderek artış göstermektedir.
Senaryosunu ve yönetmenliğini Jon Harmon Feldman’ın yaptığı 1997 yapımı Lovelife (Aşk Hayatı) filminin narsistik karakteri Alan, kendini ve işini çok önemseyen, aslında önemsiz bir yazar ve akademisyendir. Kadınlara kötü davranan ve onları türlü oyunlarla çıkarları doğrultusunda kullanan biridir. Filmde çok çarpıcı bir şekilde’ birilerinin benim onların başına gelmiş en harika şey olduğumu düşünmesini ve bensiz kalmaya dayanamamasını istiyorum’ der. Bu cümle narsistik bir kişinin iç dünyasını ve bakışını yansıtması açısından iyi bir örnektir.
Eminim bir çoğunuz bu tarz kişilerle iş veya özel hayatınızda karşılaşmışsınızdır. Başlarda fazla nazik ve ilgili olurlar, çoğu zaman onlara hayran olursunuz. Ama sonra size rahatsız edecek kadar filtre koymadan size eleştirirler, fiziksel görünüşünüzden sevgilinize kadar rahatsız edici yorumlar yaparlar, yaptıklarınızı kontrol etmeye çalışırlar. Sizin hakkınızda diğer kişilere olumsuz konuşarak çeşitli manüpülasyonları deneyebilirler. Tüm bunları yaparken de sizi çok sevdiklerini söylerler. Aslında onlar için sevgi veya gerçek siz yoksunuzdur, onların iç dünyasını beslemeye hizmet eden nesneleşmiş siz vardır. Narsistik kişilik bozukluğunda tüm dünya narsistik kişi ertafında dönüyor gibidir ve kontrol ettiği herkes iç dünyasını beslemeye hizmet eden nesnelerdir.
Narsizmin temelinde genellikle çocukluk döneminde yaşanmış çaresizlikler ve zorlukların olduğu ve narsizmin de bu çaresizliğe karşı geliştirilmiş bir savunma yöntemi olduğu düşünülmektedir. Narsistik kişide diğer kişiler ve olaylar üzerinde kontrolü sağlayarak varolabileceği düşüncesi hakimdir. Narsistik bireyden farklı düşünen ve ona karşı olan herkes bu kontrolü kaybetmek anlamında ciddi bir tehdittir. Bu kişiler için kontrolü kaybetmek yok olmakla veya acı çekmekle eşdeğer olduğundan, narsisistik kişi kontrolü ve gücü elinde tutmak için her türlü manipülasyonu ve yöntemi dener. Bu nedenle narsisistler çoğu zaman istikrarlı ve tutarlı kişiler değildir. Çevresindeki tehditlere göre davranışları çok değişken ve mantık dışı olabilir. Bu da narsistlerle ilişki içinde olan sağlıklı insanların dengesini bozabilir.
İş hayatında sizi onun yerine getirilebilecek bir aday olarak algılayan veya sizi yeterince kontrol edemediğini düşünen narsisitik kişilik bozukluğu olan bir yönetici için çok kolay bir hedef haline gelebilirsiniz. Bundan sonraki süreç sizin için bir kabusa dönüşebilir. Yöneticiniz öncesinde size destekleyen ve öven biriyken bir anda size neredeyse düşman gibi davranan, arkanızdan konuşan, sizi yıpratmaya ve itibarsızlaştırmaya çalışan biri haline geliverir.
İş hayatında narsistik bir yönetici veya meslekdaş ile çalışmak zorundaysanız, zarar görmemek için onunla nasıl iletişim kurmanız gerektiğini iyi bilmeniz gerekiyor. Narsistlerin empati yeteneği yoktur ve kendilerine yöneltilen eleştirilere karşı çok duyarlıdırlar. Eleştiriniz ne kadar iyi niyetli ve yapıcı da olsa narsist kişide bir yaralanmaya ve aşırı tepki vermesine neden olabilir. Narsistler manupülatif ve yalancı olabildiklerinden bu kişilerle çalışırken yazılı iletişim içinde olmalı ve iş süreçlerini dökümante etmelisiniz. Bir sorun olduğunda somut kanıtlar sunabilecek yazılı döküman elinizde olmalıdı. İş yaşamındaki kişisel tecrübem bu kişilerin bir süre sonra tıpkı mitolojideki Narcissos gibi kendilerini tükettiği yönündedir. Kurumsal yapılarda 360 derece değerlendirmeler ve insan kaynaklarının gözlemleri ile bu kişiler çoğu zaman farkedilmekte ve sistem dışına çıkarılmaktadır. Fakat bu kişiler iş ortamında genellikle yönetsel pozisyonlarda olduklarından ve üstlerini de kişisel başarıları ile etkileyebildiklerinden diğer kişilerde oluşturdukları iş gücü kaybı ve toplamda verdikleri zarar uzun süre farkedilemeyebilir. Narsisitik bir çalışan tarafından taciz edildiğinizi ve bundan dolayı iş veriminizin düştüğünü ve işi bırakacak kadar mutsuz olduğunuzu düşünüyorsanız harekete geçme zamanıdır.
Comments