Psikoterapi Yaklaşımım
Psikoterapi uygulamalarımda danışanın sorunu ve danışanın uygunluğuna göre Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) veya Kısa Süreli Çözüm Odaklı Psikoterapi (KSÇOT) yaklaşımlarını kullanmaktayım. Aşağıda bu iki yöntemle ile ilgili temel bilgileri bulabilirsiniz.
Bilişsel Davranışçı Terapisi BDT nedir ve danışanların sorunlarını nasıl giderir?
Bilişsel Terapi duygusal bir sorun yaşandığı durumlarda bunun kişinin içinde bulunduğu ortamla ilgili olabileceği gibi kişinin durumu tanımlama, anlamlandırma ve yorumlaması ile de ilgili olabileceğini öne sürer. İnsanlar kendini, diğerlerini ve içinde yaşadıkları dünyayı / olayları daha gerçekçi ve daha işlevsel bir yolla değerlendirmeyi öğrendiklerinde duygu durumları ve davranışlarında da düzelme olmaktadır. Bu nedenle BDT uygulamasında danışanın sıkıntı yaşadığı olaylarla ilgili düşünceleri incelenir ve eğer sıkıntılar gerçekçi olmayan düşünsel çarpıtmalardan kaynaklanıyor ise bu düşüncelerin yerine daha gerçekçi ve işlevsel, uyumlu düşünceler oluşturulmasına çalışılır.
BDT danışanın sorunlarını terapiste anlattığı, onun da dinlediği bir yapıda mıdır?
Temel olarak danışan sorunlarını ve düşüncelerini terapiste aktarır, terapist danışana sorular sorarak danışanda farkındalık oluşturur. Terapist direk çıkarımlarda veya tavsiyelerde bulunmaz. BDT danışanın da sorumluluk aldığı bir uygulamadır. BDT uygulamalarında danışan ve terapist iki uzman olarak yoğun işbirliği içinde çalışırlar. Danışan kendi hayatının uzmanı, terapist ise BDT’nin uzmanı olarak birbirlerini tamamlarlar. BDT uygulamaları seanslar dışında da danışanın aktif çalışmasını ve seans sırasında terapist ile ortaklaşa belirlenen uygulamaları seans dışında yapmasını gerektirir. Seans dışı bu uygulamalar ile danışanın bir süre sonra kendi terapisti olması ve ileride tekrar oluşacak sorunları kendisinin çözebilmesi beklenmektedir.
BDT uygulaması uzun süreli bir terapi midir?
BDT zaman sınırlı bir terapi yöntemidir. Kişiye ve soruna göre farklılık göstermekle birlikte ortalama 6-14 seans sürmesi beklenmektedir. BDT aynı zamanda amaca dönük ve sorun odaklıdır. Terapinin hedefi danışanın şikayetlerinin azaltılması, danışanda en fazla işlev kaybına yol açan sorunların çözümüne yardımcı olmak ve ileride sorunların tekrarı durumunda bunlarla nasıl baş edeceğini danışana öğretmektir.
BDT erken dönem yaşantılarına odaklanır mı?
BDT temel olarak şimdi ve buradaki sorunlara odaklanır. Genel olarak ilk bir veya iki seans danışanın değerlendirilmesini içerir. Bu değerlendirmeler sırasında bugün yaşanılan sorunlarla ilgili olabilecek erken yaşantılar ile ilgili de bilgi alınır. Bu görüşmeler sonrası danışanın sorunları formülize edilerek danışan kavramsallaştırılır ve bu formül danışan ile paylaşılır. Danışan ile ortak tedavi hedefleri belirlenerek bu hedefler doğrultusunda bir terapi planı oluşturulur ve bu plan doğrultusunda danışan ne yöne ilerlediğini net olarak bilir.
BDT seanslarında genel olarak ne yapılır?
BDT seansları yapılandırılmış seanslardır, yani o seansta ne yapılacağı önceden belirlidir. Süresi 50 dk dır. Seans yapısı temel olarak giriş kısmı (duygu durumu kontrolü, geçen haftanın kısaca değerlendirilmesi, seans için birlikte gündem belirleme), orta kısım (ödevi inceleme, gündemdeki sorunları tartışma, yeni ödev belirleme, özet) ve son kısımdan (danışanın geribildirimini alma) oluşmaktadır. Bu yapılandırılmış seanslar danışanlar için terapi seanslarını daha anlaşılabilir hale getirmektedir. Seanslar sırasında danışanın da terapi defterine bazı notlar alması istenir. Danışan bu notlardan seans aralarında faydalanır.
BDT hangi psikolojik bozukluklarda etkili bir yöntemdir?
BDT’nin depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, fobiler, obsesif kompulsif bozukluk, kişilik bozuklukları ve diğer birçok psikolojik bozukluklarda etkililiği gösterilmiştir. BDT ayrıca çift sorunları, aile sorunları, patolojik kumar, komplike yas, bakım verenlerin sıkıntısı ve öfke yönetimi gibi psikolojik bileşenler içeren sorunlarda da etkin olarak uygulanmaktadır.
BDT ilaç tedavisinin alternatifi midir?
Hayır. Bazı durumlarda tek başına ilaç tedavisi, bazı durumlarda sadece BDT, bazı durumlarda ise her ikisinin de kullanımı gerekmektedir. Bunun kararının bir psikiyatri uzmanın değerlendirmesi sonrasında verilmesi uygundur.
Kısa Süreli Çözüm Odaklı Psikoterapi (KSÇOT) nedir ve danışanların sorunlarını nasıl giderir?
Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi (ÇOKST) 1980’lerden bu yana kullanılan ve giderek popülerlik kazanan bir psikolojik müdahale yöntemidir. ÇOKST psikoterapi alan danışanın özerkliğini destekleyen, problemden ve nedenlerinden daha çok problemin çözümüne ve bunun da danışanın sahip olduğu kaynaklarla kendisi tarafından keşfedilmesine dayalı bir yöntemdir ve bu anlamda problem odaklı psikoterapi yöntemlerinden farklılaşmaktadır.
ÇOKST uygulamasında problemin çözümü için problemin derinlemesine analizi gerekli değildir. Bunun yerine bu ve benzeri problemlerde danışanın problemi nasıl çözmeye çalıştığının analizi daha fazla önem taşır. Danışan uzman olarak kabul edilir. Danışanın kendi tedavi hedefini oluşturması ve çözüm yolunu belirlemesi istenir.
Eğer geçmişte danışan tarafından kullanılan ve işe yaramayan yöntemler var ise bunlarında değiştirilmesi yönünde destek verilir. ÇOKST bir problem veya şikayetin her zaman olmadığı, problemsiz istisnai dönemler de olduğu ön kabulüne sahiptir. Problem veya şikayetin olmadığı veya az olduğu dönemlerde danışanın neler yaptığı, nasıl çözümler ürettiği üzerinde durulur. Danışanların genellikle bu durumlarda ürettikleri çözümlere dair kör noktaları mevcuttur. Bu kör noktaların danışan tarafından fark edilmesi ve çözüm için tekrar hayata geçirilmesi terapinin önemli bir yöntemidir. ÇOKST problemlerin çözümleri yönünde atılacak küçük adımları önemser, küçük başarıların daha büyük adımlar atmak için danışanı yüreklendireceğine inanır. ÇOKST da problemlerin danışan tarafından 0-10 aralığında derecelendirilmesi yapılarak tedavi hedeflerindeki ilerlemenin somut kavramlarla ölçülebilir olarak takibi yapılır.
ÇOKST’ de seans sayısı yaklaşık 4-6 seans olarak gerçekleşmektedir. Seansların ne zaman sonlandırılacağına danışanın karar vermesi beklenmektedir. Her seans sonrası bir sonraki seansa gelmeyi gerekli görüp görmediği danışana sorulur.
Günümüzde psikolojik sorunları olan danışanların uzun süren psikoterapi için ayırabilecekleri zamanın giderek sınırlanması ve maliyet baskısının da oluşması ile kısa süreli terapiler psikoterapi pratiğinde giderek daha fazla gündeme gelmektedir.